Tekkeden gönlünüze düşecek ilahiler

Agah'ın 'Gönlüme Düşenler' albümü kadim tekke musikimizden, Ürdün tekkelerinde okunan Arapça ilahilere kadar uzanıp, Allah, Peygamber ve Ehli Beyt sevgisini anlatıyor.

Tasavvuf müziğine yönelik yaptığı çalışmalarla tanıdığımız Agah, Türkçe ve Arapça eserlerden oluşan 'Gönlüme Düşenler' isimli albümünü dinleyicileriyle paylaştı. Albümde Yunus Emre, Hacı Ârif Bey, Dede Efendi, Merkez Efendi, Kâhyazâde Ârif, Seyyid Nizamoğlu, Nesîmi, Zekâî Dede ve Alvarlı Efe Hazretleri'ne ait eserlerin yanı İslam coğrafyalarında sıkça dinlenen söylenen Arapça eserler de yer alıyor. Agah 'Gönlüme Düşenler'de 17. Yüzyıl'a ait eserlerin de, 1960'larda bestelenmiş yakın tarihli tekke musikisi eserlerin de olmasını şöyle açıklıyor: 'Ülkemizde olduğu gibi farklı kültürlerin buluştuğu coğrafyalarda musiki zevki de bu çeşitlilikle alakalı olarak çok geniştir. Yapmış olduğum albüm çalışmalarında herkesin kendine yakın hissettiği eserleri bulabilmesini ümid ediyorum. Küçük yaşlardan beri almış olduğum musiki ve Arapça eğitiminin yardımıyla bu farklı eserleri gerektiği şekilde yorumlayabileceğime inanarak bu yönde bir albüm yaptım' Agah okurken kendisini en çok duygulandıran eserleri aldığı için albümün adı 'Gönlüme Düşenler' olmuş.

Ürdün'den yükselen ilahi

Dini Musiki üzerine Yüksek Lisans yapan Agah, farklı coğrafyalardaki tasavvufi eserleri de yakından takip ediyor. Agah, Arapça eserlerin albümüne dahil olma sürecini şöyle anlatıyor: 'İlk olarak Suriyeli Ebu Şear Kardeşlerden dinlediğim Yâ Ümmü'l-Hasen eserini repertuarıma aldım. Ehli Beyt sevgisi temalı bu eser aynı zamanda Suudi Arabistan'da, Cezayir ve Ürdün'de tekkelerde çok sık okunuyor. Büşrâ Lenâ isimli eseri ise ilk önce yine görsel medya vasıtasıyla Suudi Arabistanlı çocuk vokal grubundan dinledim, ardından bu ilahinin Irak'ta, Umman'da ve Suriye'de küçük farklarla çok sık okunduğunu tespit ettim. Çok hoşuma gitti ve repertuarıma ekledim. Mevlây'ı ise Arap kökenli iki hattat arkadaşımın bana tavsiyesi üzerine Şeyh Seyyid En-Nakşibendi'nin sesinden dinledim. Çok hoş bir uşşak makamındaki terennümdü. Bizim musiki anlayışımıza yakın şekilde yeniden besteledim ve repertuarımıza aldık, irticalen üzerine Kaside okuyup dinleyicilerimizle paylaştık. Melektün Fuâdî ise ülkemizde uzun yıllardır tekkelerde okunan bir Arapça ilahi'

Eserlerin aslına sadık kaldı

Tekke musikisinden eserleri seçerken daha önce okunmamış ve sade bir dil kullanılmış eserleri tercih ettiklerini anlatan Agah, uzun yıllardır çeşitli kaygılar sebebiyle farklı icracıların aynı eserleri seslendirmesinin bir kısır döngüye yol açtığını ifade ediyor. Kadim tekke musikisini günümüz musikisi anlayışı ile buluşturduklarını anlatan Agah, eserlerin sözlü(şan) kısımlarının birebir ilk bestelenmiş hallerine uygun olduğunu, yaptıklarının eserin aslına ve yorum özelliklerine sadık kaldıklarını anlatıyor.